Genel olarak 'sivilce' adıyla bildiğimiz akne en sık rastlanan cilt problemidir. Her 100 yetişkinin 85'inin hayatının bir döneminde geçip gider, 15'inde ise tedavisi güç bir hal alır.
Akne derimizde bulunan yağ bezlerinin bir hastalığıdır, normalde bu bezlerin salgıladığı yağın deri yüzeyine çıkarak atılması gerekir. Ancak ergenlik döneminde yağ bezi daha fazla yağ salgılar, bu yağın deri yüzeyine geçişini sağlayan kanal yoğunlaşmış bir yağ kütlesi nedeniyle tıkanır. Aknenin temel nedeni bu tıkanmadır.
Aknenin Gelişimi
Bu tıkaç doğal bir boya nedeniyle (kirden değil!) siyahlaşır ve cildimizde zaman zaman gördüğümüz ve sıkmaya çalıştığımız siyah noktalar oluşur. Ancak tek neden bu değildir.
Derimizde ne kadar temizlesek de birçok bakteri bulunur.
Bu bakteriler yağ bezlerinin tıkalı olan kanallarından içeri girerek hem varlıklarıyla hem de ortaya çıkardıkları birtakım kimyasal maddeler nedeniyle tıkanmış olan yağ bezinde iltihaba (enflamasyon) yol açarlar.
Cilt Yapısı
Cilt, vücudu dışarıya karşı koruyan bir bariyerdir. Aynı zamanda vücut ısısını ve su dengesini korur, çeşitli zararlı maddelerin ter yoluyla vücuttan atılımını gerçekleştirir. Kabaca üç tabakadan oluşur. En altta destek dokusu olan kollajenden, kan damarları ve salgı bezlerinden zengin dermis tabakası yer alır.
Ortada stratum bazale adı verilen sürekli yeni hücrelerin yapıldığı tabaka vardır ki bu hücreler yavaş yavaş cildin üst tabakalarına doğru yolculuk ederler ve yaklaşık 14. günde artık canlılıklarını kaybetmeye başlayarak en üstte birikerek stratum korneumu (boynuzsu tabaka) oluştururlar. Normal bir cildin sağlığını ve güzelliğini sürdürebilmesi için en üstteki ölü hücrelerin sürekli dökülüp yenilenmeleri gerekir. Ancak günümüzde beslenme alışkanlıkları, yeterince su ve taze sebze tüketilmemesi, sigara dumanı, yetersiz egzersiz ve stres gibi etkenlerin de katkısıyla bu ölü hücreler beklenen hızda dökülemez ve tabakalar halinde birikerek cildin üzerini örter, cansız, sağlıksız, mat bir görüntü oluştururlar. Sonrasında siyah noktalar ve komedonlar gelişir. Akneye eğilimli ciltlerde ise bunları sivilceler izler. Güneş ve yaşlanma da orta tabakada hücre yenilenmesini yavaşlatarak ve destek dokusu olan kollajende azalmaya neden olarak cilt sağlığını olumsuz etkilerler.
Genetik Faktörler
Akne genetik özellikler de içeren bir olgudur. Aslında herkes belli bir dereceye kadar akne sorunu yaşayabilir, ama bazı kişilerin kimi akne türlerine genetik bir yatkınlıkları vardır. Eğer anne veya baba ergenlikte ya da hayatının herhangi bir döneminde akne problemi yaşamışsa çocuklarında akne görülme ihtimali daha yüksektir.
Akne tedavisi konusunda özellikle son 15-20 yıl içinde yaşanan gelişmeler sayesinde artık tedavi edilemeyen akne türü kalmamıştır. Eğer böyle bir risk altındaysanız yapmanız gereken onu bir dermatoloğa götürmek ve tedavisini takip etmek olmalıdır.
İlaç Tedavisi
Reçeteli ilaçlar mutlaka bir dermatolog tarafından yazılmalıdır. Unutmayın ki; en etkili tedavi bile aylar boyunca sürebilir. Akneden şikayetçi olanların %92’si tedavi başladıktan sonra altı ay içinde %80 iyileşme kaydederler. Tedavi, tekrarlanan kürler nedeniyle uzayabilir. Bu konuda sabırlı olmanız gerekmektedir.
1) Deriye yüzeysel olarak uygulanan (topikal) tedavi alternatifleri:
Ergenlik döneminde görülen akneler (fizyolojik akne) genellikle topikal tedaviye iyi yanıt verirler. Ancak topikal tedavinin yanıt vermediği durumlarda ağızdan ilaç tedavisi gerekli olacaktır.
- Benzol Peroksit (Benzoyl Peroxide): Benzol peroksit akneye neden olan P.Acnes bakterisini yok etmek için kullanılır. Sonuç vermesi iki hafta kadar zaman alır ve uzun süre düzenli olarak kullanılması gerekmektedir. Yağ üretimini durdurmadığı için kullanıma ara verildiği takdirde akneler tekrarlar. Pek çok losyonda, kremde ve jelde bulunmaktadır. Daha hafif akne vakalarında kullanılması tavsiye edilir.
- Salicylic Acid (Salisilik Asit): Salisilik Asit ciltteki hücrelerin anormal olarak kuruyup dökülmesine iyi gelmektedir. Yağ üretimine ya da P.Acnes'ye doğrudan bir etkisi yoktur. Tıpkı benzol peroksit gibi uzun süreli ve düzenli olarak kullanımı gerekmektedir. Kullanımı bıraktıktan sonra akneler yine belirgin hale gelecektir. Piyasadaki pek çok losyon ve kremin içeriğinde bulunmaktadır.
- Topikal antibiyotikler: P. acnes'in üremesini durdurarak veya yavaşlatarak enfeksiyonu engellemeye çalışır. Doktorunuz size krem, jel ve losyon şeklindeki topikal antibiyotiklerden birini önerebilir. Topikal antibiyotiklerin, ağız yoluyla alınan antibiyotiklere göre etkisi daha sınırlıdır.
- Topikal retinoid ilaçlar: Soyucu etkileri vardır. Gözeneklerin dolmasını engelleyerek akneleri kontrol altına alırlar. Benzol peroksit ve ağızdan alınan antibiyotiklerle birlikte kullanılabilirler. Bu konuda dermatoloğunuzun önerilerini dikkatle uygulamaya özen gösteri
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder